Home > Work > Immortality

Immortality QUOTES

130 " İnsanoğluyla ilişkisini kesmek: evet, işte bu. Ve onu bu kopukluktan tek bir şey ayırabilir: somut bir erkeğe duyacağı somut bir aşk. Eğer birini sevecek olursa, ötekilerin kaderine kayıtsız kalmak gelmeyecekti elinden, çünkü sevdiği insan da bu kadere bağlı olacaktı, onun bir parçası olacaktı ve Agnés o andan itibaren artık insanların acılarının, savaşlarının ve tatillerinin kendisini ilgilendirmediği duygusuna kapılmayacaktı.

Bu son fikir onu korkuttu. Hiç kimseyi sevmediği doğru muydu? Ya Paul'ü?

Birkaç saat önce, akşam yemeğine çıkmaya hazırlanırken ona nasıl yaklaşıp kollarında sımsıkı tuttuğunu hatırladı. Evet, yolunda gitmeyen bir şeyler vardı: Bir süredir Paul'e olan aşkının sadece bir irade üzerine dayandığı düşüncesi peşini bırakmıyordu; onu sevme iradesi, mutlu bir evliliğe sahip olma iradesi. Bu irade bir an gevşeyecek olursa, aşk kafesini açık bulan bir kuş gibi uçup gidecekti.

Saat sabahın biri, Agnés ve Paul soyunuyorlar. Onlara diğerinin soyunması ve yaptığı hareketler konusunda sorular sorulacak olsa, çok bocalarlardı. Uzun zamandır birbirlerine bakmıyorlar bile. Bellek cihazı fişten çekilmiş, ortak yataklarına girişlerinden önce yaptıklarıyla ilgili hiçbir şeyi kaydetmez olmuş.

Ortak yatak: evliliğin sunağı; ve sunak dendi mi, akla fedakarlık da gelir. Kendilerini işte burada kurban ediyorlar: İkisi de uykuya dalmakta güçlük çekiyor ve birinin nefes alışı ötekini uyandırıyor; ikisi de yatağın kenarına doğru kayıyor ve ötekiyle arasında geniş bir boşluk bırakıyor; biri diğerinin onu uyandırma korkusuna kapılmadan bir o yana bir bu yana dönerek uyumasını sağlama umuduyla uyur gibi yapıyor. Ne yazık ki , kıpırdamaktan kaçınarak uyur gibi yapmakla meşgul olduğu için (benzer nedenlerle) ötekine bunun hiçbir faydası yok.

Uyuyamamak ve kıpırdamayı kendine yasaklamak: evlilik yatağı. "

Milan Kundera , Immortality