145
" Gerçek eğitimin deneyimler yoluyla gerçekleştiğine inanmak tüm deneyimlerin gerçek anlamda veya eş düzeyde eğitici olduğuna inanmak anlamına gelmez. Deneyim ve eğitim birbiriyle doğrudan eşleştirilemez. Çünkü bazı deneyimler yanlış yönde eğiticidir. Başka deneyimlerin gelişmesini engellemek veya sekteye uğratmak gibi bir etkisi olan tüm deneyimler yanlış yönde eğiticidir. Bir deneyim vurdumduymazlığa yol açabilir; duyarlılığın ve tepkiselliğin eksilmesine neden olabilir. Bu durumda gelecekte daha zengin deneyimler elde etme ihtimali sınırlanmış olur. Yine aynı şekilde, başka bir deneyim kişinin özdevinimlilik becerisini belirli bir yönde arttırıp diğer taraftan da aynı kişiyi önceden belirlenmiş bir kalıba sokma eğiliminde olabilir; bu durumda da sonuç yine başka deneyimlerin gerçekleşebileceği alanın daralmasıdır. Bir deneyim bir taraftan çok eğlenceli olabilir, ama diğer taraftan gevşek ve dikkatsiz bir tutum oluşmasına yol açabilir; böyle bir durumdaysa bu tutum, gelecekteki deneyimlerin niteliğini, kişinin bu deneyimlerin vereceği şeylerin tümünü almasını engelleyecek şekilde değiştirir. Benzer şekilde, deneyimler birbirlerinden öylesine kopuk olabilir ki; her biri kendi başına kabul edilebilir ve hatta heyecan verici olsa da, bu deneyimler arasında sayıca giderek artan ve güçlenen bağlar kurulamaz. Bunun sonucu olarak da enerji düzensiz bir şekilde dağılır ve kişi dağınık fikirli olur. Her bir deneyim kendi başına canlı, berrak ve “heyecan verici” olabilir, ancak diğer deneyimlerden kopuk olduğu zaman bu durum suni olarak dağınık, bütünlüğü olmayan ve savruk alışkanlıklar doğurur. Bu tür alışkanlıkların oluşması da gelecekteki deneyimleri kontrol edebilmede yetersizlikle sonuçlanır. Bu durumdaysa, sözkonusu deneyimler ya zevkle ya da hoşnutsuzluk ve isyanla edinilir. Bu tür koşullar altındaysa öz denetimden bahsetmek boşunadır. "
― John Dewey , DENEYİM VE EĞİTİM
158
" Durup düşünmek” olarak tabir ettiğimiz davranış aslında çok doğru bir psikolojik yöntemdir. Çünkü düşünmek aynı zamanda, güdünün ilk ortaya çıktığı şeklinin, bu güdünün daha geniş kapsamlı ve daha tutarlı bir faaliyet planı oluşturmak için bulunması muhtemel diğer faaliyete geçme eğilimleri ile ilişki kurmasından önce durdurulması demektir. Bu diğer faaliyete geçme eğilimlerinin bazıları, nesnel koşulları gözlemlemek için gözün, kulağın ve elin kullanılmasına yol açar; bazıları da geçmişte olan şeylerin hatrlanması ile sonuçlanır. Bu nedenle, düşünme, bir yandan gözlem ve hatıranın bütünleştirilmesi ile, ki bu bütünleşme düşünmenin kalbidir, güdünün içten denetimini sağlarken, diğer yandan da alelacele yapılacak bir hareketin geciktirilmesi etkisini yapar. "
― John Dewey , DENEYİM VE EĞİTİM