Home > Author > John Dewey >

" Bu yazı vesilesiyle öğretmenin yeri ve mevkisi hakkında da bir şeyler söylemek uygun olacaktır. Deneyim gelişiminin etkileşim yoluyla gerçekleştiği prensibi, eğitimin özünde toplumsal bir süreç olduğu anlamına gelmektedir. Bu özellik bireylerin toplumsal bir grup oluşturduğu nispette gerçekleşir. Öğretmeni grup üyeliğinin dışında tutmak çok saçmadır. Grubun en olgun üyesi olarak öğretmenin grubun bir topluluk olarak toplumsal deneyimini oluşturan etkileşimlerin ve karşılıklı iletişimlerin yürütülmesini sağlamak gibi özel bir sorumluluğu vardır. Bir yandan çocukların özgürlüklerine saygı duyulması gereken bireyler olduğunu söylerken, diğer taraftan da daha olgun bir birey olan öğretmenin hiçbir özgürlüğünün olmaması gerektiğini ifade etmek tartışılmaya bile değmeyecek kadar saçma bir düşüncedir. Öğretmeni, üyesi olduğu bir topluluğun etkinliklerini yönlendirmede olumlu ve önderlik eden bir konumdan dışlama eğilimi, bir aşırı uçtan diğer aşırı uca giderek tepki verme durumunun başka bir örneğidir. Öğrenciler bir toplumsal gruptan ziyade bir sınıfken, öğretmen herkesin katılımının olduğu değiş-tokuş süreçlerinin yönlendiricisi olarak içeriden değil, mecburen çoğunlukla dışarıdan etki yapmaya çalışmaktaydı. Eğitim, deneyim üzerine kurulu olduğunda ve eğitici deneyim toplumsal bir süreç olarak algılandığında, bu durum köklü bir değişikliğe uğrar. Öğretmen dışarıdan etki yapan patron veya diktatör konumunu kaybedip grup etkinliklerinin lideri rolünü üstlenir. "

John Dewey , DENEYİM VE EĞİTİM


Image for Quotes

John Dewey quote : Bu yazı vesilesiyle öğretmenin yeri ve mevkisi hakkında da bir şeyler söylemek uygun olacaktır. Deneyim gelişiminin etkileşim yoluyla gerçekleştiği prensibi, eğitimin özünde toplumsal bir süreç olduğu anlamına gelmektedir. Bu özellik bireylerin toplumsal bir grup oluşturduğu nispette gerçekleşir. Öğretmeni grup üyeliğinin dışında tutmak çok saçmadır. Grubun en olgun üyesi olarak öğretmenin grubun bir topluluk olarak toplumsal deneyimini oluşturan etkileşimlerin ve karşılıklı iletişimlerin yürütülmesini sağlamak gibi özel bir sorumluluğu vardır. Bir yandan çocukların özgürlüklerine saygı duyulması gereken bireyler olduğunu söylerken, diğer taraftan da daha olgun bir birey olan öğretmenin hiçbir özgürlüğünün olmaması gerektiğini ifade etmek tartışılmaya bile değmeyecek kadar saçma bir düşüncedir. Öğretmeni, üyesi olduğu bir topluluğun etkinliklerini yönlendirmede olumlu ve önderlik eden bir konumdan dışlama eğilimi, bir aşırı uçtan diğer aşırı uca giderek tepki verme durumunun başka bir örneğidir. Öğrenciler bir toplumsal gruptan ziyade bir sınıfken, öğretmen herkesin katılımının olduğu değiş-tokuş süreçlerinin yönlendiricisi olarak içeriden değil, mecburen çoğunlukla dışarıdan etki yapmaya çalışmaktaydı. Eğitim, deneyim üzerine kurulu olduğunda ve eğitici deneyim toplumsal bir süreç olarak algılandığında, bu durum köklü bir değişikliğe uğrar. Öğretmen dışarıdan etki yapan patron veya diktatör konumunu kaybedip grup etkinliklerinin lideri rolünü üstlenir.