Home > Work > Oda
41 " Hayatımızdaki bazı insanların zamanı yoktur. Öyle parıltılı anlar yaşanmıştır ki, bağ, Yıldız tozlarından türeyen bir göbek kordonundan farksız olur. Zaman basitçe, Tanrı’ya bırakılan bir bahşişe dönüşür. "
― Mithat Terje , Oda
42 " -Neden adam onun kalbini yemiş?-Çünkü bazı erkekler canavardır.-Kadın neden onu seviyor?-Çünkü bazı kadınlar canavarlardan hoşlanır.-Ben de mi?-Bilmem. Sen de mi?-Ben normal canavarlardan hoşlanacağım-Büyük konuşma, seni de göreceğim. "
43 " Bir insanla ilişkiye başlamak, iki taraflı bir tutsaklık, bedeli zaman ve hayallerle ödenen bir anlaşmadır. Biri izin vermeden, diğeri gidemez. "
44 " Seni seviyorum. Hakettiğin için değil. Nedensiz bir sevgi var kalbimde ve ellerimle kapattığım kapının altından sarmaşıklarını gönderir gibi, yüzüme vurur gibi karanlığını. Ortaya çıkıyor, tutamıyorum. "
45 " Üzüm üzüme baka baka kararır mı? Yoksa kendi gibi olan diğer üzümlere bakmak yerine tutup da kara üzüme bakan bir üzüm, zaten teorik olarak kara mıdır? "
46 " Erkeklere hayran olma. Anladın mı? Çünkü senden fazlaları oldukları için değil, aksine, senden bir kadın olarak korumanı beklenen erdemlerden arındıkları ve senden çok çok daha azı oldukları için, kıvılcımlar çıkaran bir meteor gibi düşüyorlar yeryüzüne. Ve çıkan sesin gürültüsüyle onların senden daha güçlü olduğuna inanacaksın. Hayran olacaksın, onlar seni sevsin diye kıvranacaksın ve başaramadığında ya da başaramadığına inandırıldığında sorunun kendinde olduğunu düşüneceksin. Gözlerin öyle kör olacak, gördüğün şeyin kayan bir yıldız olduğunu sanacaksın ama hayır… Düştükleri yeryüzünde masum-zalim ayrımı yapmadan herkese zarar veren bir meteordur erkekler ve senden daha hafif oldukları için yörüngelerinden çıkmışlardır… Senden daha güçlü değiller küçük kız, sadece daha özgürler, çünkü yüksüzler. "
47 " Çocukluğumda düştüğüm minik, ama devasa kalbi olan bir yanılgıydın sen benim için. Senden öğrendiklerimle bu hayatta asla sırtımın yere gelmeyeceği gibi korkunç bir yanılgıyla yaşadım uzunca bir süre. Sen, beni bir yanılgıya iten, bir başka yanılgıydın sadece. "
48 " Bize öğretilenden daha fazla duygu olduğunu keşfettiğim an’dı. Aşk değildi, bazen aşkın huzurunda yokolmayı arzulamak da vardı. Kırgınlık değildi, dökülen kalbine inat onu sevmek de bir histi. Öfkenin tanımlayamadığı, ancak karşındakini unufak edip, gözün önünde mavi bir rüzgara karışan parçacıkların çığlığını duyduğunda söndürebileceğin bir an da vardı. Bazı hisler elektrikti ve bize bunları öğretmedikleri bir an’dı. Bize her şeyi öğretmediklerini fark ettiğim an’dı. Yeryüzünden silinmek istemek gibi bazı hislerin aramakla bulunmadığını, ancak gökten zembille iner gibi kalbinize düşebileceğini anladığım zamandı. "
49 " Bir kadın olarak değil, kadın olmaya çalışırken sadece utandırılan bir hastaya dönüşeceksin ve iyileşmemek için dua edeceksin. Çünkü iyileştiğinde bütün bunların yeniden başladığını sanacaksın. "
50 " Herkes senden, durumuna, geldiğin yere, yetiştirilme tarzına, ırkına, ya da diğer değerlerine ve değersizliklerine göre davranmanı ve bunlara uygun biri olmanı bekler. Olma. İnsanları değiştiremezsin. Çünkü her zaman bir bahane bulacaklar ve inan bana, bir noktada kötü olan hep sen olacaksın. Saf salak gibi kötü olma, kendin olmak kötü olmaksa, kötü olmanın hakkını ver de ol bari. "
51 " Topuğu kırık ayakkabısıyla kendini piste atan ve onun beni beğenmesini uman aptal bir çocuktum. "
52 " Bazı şeyleri aklımızın derinliklerine gömmek işimize yaramıyordu. Elma kurdu gibi, diğer tarafa her zaman bir yol buluyorlardı. "
53 " Beklemediğim bir şekilde onun da bana meydan okuyup hislerime karşılık vermesiyle beynimde başlayan fuzuli acılar, kalbimdeki kramplar ve bu kusurlu güzellikteki lahzaya karşı titremelerle sarsılan dudağımı, onun dudaklarına götürdüm ve gözlerimi kapattım. Sıcaklığının tüm bedenime yayılmasını beklerken, içimden bir şeylerin uçup gitmesini bekliyordum. Oysa tahmin ettiğimden daha feci bir şekilde sarsılarak, kanatlarını ciğerlerine saplaya saplaya boğazımdan çıkmaya çalışan beyaz güvercinlerdi beni yerime sabitleyen. Kımıldayamıyordum. "
54 " Büyüdüğünde ne olacaksın dediklerinde ya onun gibi, ya da onun olacağıma inanırdım, ama o günü beklemek öyle korkunç bir düşünceydi ki sonunda çocuk kalbim minik aklımı yenecek bir çözümle çıkageldi. Beni sevebilirdi, evet, onun gibi olmak için beklemek zorunda değildim. Beni severse, ona eşdeğer olacağımı sandım. "
55 " Bazıları için aşkın tanımı buydu. Derslerde en arkaya otururlar. Yaz günü 40 derece sıcakta giydikleri blazer ceketleri ve ucuz popülerliğin son moda pop şarkılarını bangırdattıkları, sanayiden 100 Lira’ya temin edilmiş çakma ses sistemleriyle donatılmış, viteslerine bir tespih geçirilmiş arabaları olur. Hocaya sordukları sorularla onu bozmaya çalışır ve kendi esprilerine vahşi bir hayvanın boru gibi sesiyle gülerler. Bütün cümleleri gramer teröründe gazi madalyası alacak kadar bozuktur ve sonlarına mutlaka bir küfür yerleştirirler. Anlaşılamaz ve yersiz bir özgüvene sahiptirler. İşte yüzlerinden bela akan, gittikleri her yerde ezelden oralıymış gibi davranan, at hırsızından dönme bu tip erkekler için her kızla yatmıyor olmak aşkın tanımıydı. Yatabilirlerdi. Ama yatmamayı tercih ederek asaletin pençesinde aşk ıstırabı çekerlerdi. "
56 " Kabuslar tek kişiliktir. Bu yüzden senin kabusundur. Uyanır uyanmaz anne sana kabusumuzu anlatalım diyen iki kardeş gördün mü hiç? "
57 " Seni seviyorum. Çünkü asla senin gibi olamayacağımı biliyorum, ve sana sahip olmak istiyorum. "
58 " Kusurlarını yerden topla ve sıkı sıkı avucunda tut ki kimse sana onlarla saldıramasın. Kusurlar seni devirecek olan mermilerdir. Sana özel bir anahtar gibi, benzersizlerdir. Önemli olan diğerlerinin senin kusurlarından haberdar olması değil, onları sana karşı kullanmalarına izin verip vermeyeceğindir. "
59 " Sadece ol’muş. Kendisi. Farkında bile değil senin bu ilginin. Sen gitmişsin, olan birine aşık olmuşsun. Bu en kötüsü. Aşkların en kötüsü bu. Çünkü kendisi gibi davranan birine aşık olmak, onun senden daha muazzam olduğunu imzaladığın bir sözleşmenin üzerine oturmak gibi ve arkadaşım… O sözleşme çok kalın ve canın yanacak. Ama seve seve alacaksın tabii, baştan razısın, ayrı mesele… "
60 " Kendime söz veriyorum. Benim kızımı hayatındaki erkekler tanımlamayacak. Demeyecek ki: 'Peki hiçbir erkeğin kalbi durmazsa benim yüzümden?' Ona şunu sormayı öğreteceğim: 'Hangi erkeğin kalbi benim için durmaya layık? "