Home > Work > La Confusion des sentiments
1 " We live through myriads of seconds, yet it is always one, just one, that casts our entire inner world into turmoil, the second when (as Stendhal has described it) the internal inflorescence, already steeped in every kind of fluid, condenses and crystallizes—a magical second, like the moment of generation, and like that moment concealed in the warm interior of the individual life, invisible, untouchable, beyond the reach of feeling, a secret experienced alone. No algebra of the mind can calculate it, no alchemy of premonition divine it, and it can seldom perceive itself. "
― Stefan Zweig , La Confusion des sentiments
2 " ان الطبيعة -وهي تحقق مهمتها السامية في الحفاظ على تدفق الابداع-تغرس في نفوس الابناء كرها بل نفورا من الاذواق الموروثة عن الاباء والاجداد.ان الطبيعة لا ترضى بتراث سهل سائغ يتناقله جيل عن جيل نسخا وتكرارا .انها تقيم ضربا من التناقض بين اجيال البشر...ثم لا تلبث بعد (دورة)شاقة خصيبة ان تعود بالاحفاد لتضعهم على درب الاسلاف "
3 " Celui qui n'est pas passionné devient tout au plus un pédagogue; c'est toujours par l'intérieur qu'il faut aller aux choses, toujours, toujours en partant de la passion. "
4 " Y de nuevo, cuando terminó de repente con un pasaje del discurso de Goethe sobre Shakespeare, nuestra excitación se desvanecio bruscamente. Y de nuevo como en la víspera, se apoyó exhausto en la mesa, el semblante pálido, pero todavía surcado por pequeños temblores y estremecimientos de los nervios y en la mirada brillaba extrañamente la voluptuosidad de la efusión todavía viva como la de la mujer que acaba de desasirse de un poderoso abrazo. "
5 " I saw how the idea, still colourless, nothing but pure and flowing heat, streamed from the furnace of his impulsive excitement like the molten metal to make a bell, then gradually, as it cooled, took shape, I saw how that shape rounded out powerfully and revealed itself, until at last the words rang from it and gave human language to poetic feeling, just as the clapper gives the bell its sound. "
6 " Derinlerdeki mahzenlerde, köklerin yayıldığı mağaralarda ve yüreğin karanlık kuyularında tutkunun hakiki ve tehlikeli canavarları fosforlu pırıltılarını saçarak dolaşırken, gizlice çiftleşir ve en akıl almaz biçimlerde birbirlerini parçalarken yazarların yaşamın sadece ışığın vurduğu üst kıyısını, duyguların açıkça ve kurallara uygun olarak sergilendiği kesimlerini anlatması rahatlıktan mı, korkaklıktan mı yoksa bakış darlığından mı geliyor acaba. Şeytansı dürtülerin kızgın ve tüketici soluğundan, tutuşmuş kanın buharından mı korkuyorlar, çok nazik ellerini insanlığın iltihaplı çıbanıyla kirletmekten mi ürküyorlar, yoksa yumuşak aydınlıklara alışkın gözlerini bu kaygan, tehlikeli, çürümüşlük sızan basamaklara çeviremiyorlar mı? Ne var ki bilen insan için hiçbir haz gizli olanın verdiği kadar güçlü değildir ve açıklanamayacak kadar utanç verici bir acı kadar kutsal olanı yoktur. "
7 " Her şey olması gerektiği gibi olmuştu; çünkü bazı insanlar dünyaya aşk için gelmezler, kavuşmanın acı verici mutluluklarını taşıyamayacak kadar zayıf oldukları için onlarda sadece beklentinin kutsal ürpertisi vardır. "
8 " نحن نعيش ما لا يعد ولا يحصى من الثواني، ومع ذلك فليس منها أبدا إلا ثانية واحدة، واحدة بعينها، تجعل كل عالمنا الداخلي في حالة غليان. إنها الثانية ( تحدث عنها ستندال)التي تحقق فيها الزهرة الداخلية، وقد سقيت بكل العصارات، تجسدها فيما يشبه إشراقة. إنها ثانية سحرية، شبيهة بتلك التي يحصل فيها الإخصاب. فهي ـ مخبوءة مثلها في الدفء، في أعماق أعماق الجسد ـ ليست مرئية ولا ملموسة ولا قابلة للإدراك. إنها لغز لا يعاش إلا مرة واحدة، ولا يقدر أي جبر ذهني على حسابها، ولا كيمياء للاستشعار قادرة على تخمينها، ولا يدركها الحدس الذي لنا عن ذواتنا إلا في النادر. "