Home > Work > From the Stage to the Prayer Mat: The Story of How a World-Famous Dancer Fell in Love with the Divine
1 " ...ben batıdan doğuya seyahat etmedim, ben bilinçsizlikten gelip varlığımın hakikatine vardım. Din değiştirmedim; saptırılmış, anlamsız bir hayattan ebedi bir zenginliğe geldim. Şimdi de karşılaştığım, içine düştüğüm bu ebedî hazinelerin ışığını yayma ihtiyacı hissediyorum. "
― Rabia Christine Brodbeck , From the Stage to the Prayer Mat: The Story of How a World-Famous Dancer Fell in Love with the Divine
2 " Manevi gelişmenin 'olmak' olduğunu öğrendim. Batıda, eşyaya dair bilgiye sahip olmak genellikle nihai amaç olarak görülür; hayatın bütün meselelerinin akılla halledilebileceğine inanılır. Halbuki hakikat yolunun yolcuları için nihai amaç aydınlanma ve saflaşmadır. Bu hal insanın bütününü gerektirir; olgunlaşmanın yolu, uyanma ve zamanla 'olmak'tır. Aşık, ebediyete uzanan uzun yolculukta bir seyyah olur. "
3 " Batı aklının...bir handikabı var. Çerçevenin içinde olmayı önemsiyor, dolayısıyla hakikati daraltıyor. Sistematik analiz kalıpları dışına çıkıldığında, boşluğa düşülüyor. Batı kültürü daha çok tüketime, görseliğe, gürültüye, eğlenceye, hıza ve hazza dayanmaktadır. Bu anlamda insanların aklı bombalanmış, bütünlüğü hasar görmüştür. Batı insanının üzerine çöken maddi ağırlık derinlikli düşünmesini ve ince duyarlıklar edinmesini engellemektedir. Bunun ne demek olduğunu çok iyi bilirim. Hakikate maruz kaldıkça, Hazreti Mevlana'nın şu sözü bana açıldı: 'Senin gürültün benim suskunluğumdur. "