Home > Work > ¿Águila o Sol?

¿Águila o Sol? QUOTES

3 " Uyuşukluğuma, şişmiş gözlerime, karnıma, mağaradan henüz çıktığım havasına karşın, durmadım asla. Acelem var. Her zaman acelem vardı. Vızıldar gece gündüz, kafatasımda, arı. Zıplarım sabahtan akşama, uykudan uyanışa, kargaşadan yalnızlığa, şafaktan alacakaranlığa. İşe yaramaz, her bir mevsimin, zengin masasını sunması bana; işe yaramaz, şafak ötüşü kanaryanın, yazın bir nehir gibi sevimli yatak, o ergenlik ve gözyaşı, sonbaharda kesilmeye yüz tutan. Boşunadır öğle ve billur sapı, onu süzen yeşil yapraklar, onu saymayan taşlar, yontan gölgeler. Hızlandırıyor beni, yavaş yavaş, tüm bu bolluklar. Gidiyorum ve uçuyorum, dönüyor ve yatıp yuvarlanıyorum, çıkıyor ve giriyorum, görünüyorum, müzik dinliyorum, kaşınıyorum, düşünüyorum, benle konuşuyorum, beddua ediyorum, giysi değiştiriyorum, güle güle diyorum ne olduğuma, olacak olanla vakit geçiriyorum. Durduramaz beni hiç bir şey. Acelem var, gidiyorum. Nereye? Bilmiyorum, hiç bir şey bilmiyorum –yerimde olmadığım dışında.

Farkına vardım, gözlerimi açtığımdan beri, yerimin burası, bulunduğum yer olmadığının, şu an ve başka zaman asla olmadığım bir yer olsa da. Boş bir yer var bir yerlerde ve benimle dolacak o boşluk ve ben oturacağım o oyukta, benimle taşan duygusuzca, benimle dolan, bir kaynağa ya da fıskiyeye dönene dek. Ve kendisiyle dolacak, boşluğum, şu an bulunduğum boşluğum benim, varlıkla dolu, kıyılara dek.

Acelem var olmak için. Arkamdan koşuyorum, yerimin arkasından, arkasından oyuğumun. Kim ayırdı benim için bu yeri? Nasıl çağrılır kaderim? Kimdir ve nedir hareketlendiren beni ve kimdir ve nedir kendisini ve beni bütünlemesi için bekleyen, varışımı? Bilmiyorum, acelem var. Kalkmasam da sandalyemden, doğrulmasam da yatağımdan. Dönüp dönüp dursam da kafesimde. Bir isimle çivilenmiş, bir işaretle, bir tikle, kıpırdanıyorum ve tekrar kıpırdanıyorum. Bu ev, bu arkadaşlar, bu memleketler, bu eller, bu ağız, nereden gelir bilmediğim, önceden uyarmadan açılan ve beni göğsümden vuran bu görüntüyü oluşturan bu harfler, benim yerim değiller. Ne bu ne o, yerimdir benim.

Tel ağıdır, duvardır, bütün beni tutan ve kendimi tutuşumu tutan. Hepsinden fırlar acelem. Vücudunu veriyor bana bu vücud, yedi dalga, yedi çıplaklık, yedi gülüş, yedi beyaz köpük çekiyor içinden bu deniz. Teşekkürlerimi sunuyorum ve açılıyorum. Evet, çok eğlenceliydi gezinti, öğreticiydi sohbet, erkendi yine de, görev bitmedi ve sonucu bilmekte hiç bir şekilde gözüm yok. Üzgünüm: acelem var. Acelemden bağımsız olmaya can atıyorum, acelem var yatağa uzanmaya ve kalkmaya, güle güle demeden: acelem var. "

Octavio Paz , ¿Águila o Sol?