Home > Author > Reşat Nuri Güntekin
21 " Bir köşede kendimi unutturmaktan, başımı dinlemekten başka bir şey istemiyorum. "
― Reşat Nuri Güntekin , Acımak
22 " İnsan ruhu ne anlaşılmaz bir muamma? "
― Reşat Nuri Güntekin , Çalıkuşu
23 " Çok güzel bulduğumuz için hiçbir zaman elimize geçmeyecek sandığımız şeylere karşı duyulan o ümitsiz ümit. "
24 " Ben sizi seviyorsam bundan size ne? "
― Reşat Nuri Güntekin , Tanrı Misafiri
25 " Hayatın, bir felaketten sonra daima bir saadet verdiğini, o güzel darbımeselin söylediği gibi, ayın on beşi karanlıksa, on beşi mutlaka aydınlık olacağını bilmiyor değildim. Fakat, bu mehtabın bu kadar koyu bir karanlıktan, bu kadar unutulmaz bir dakikada doğacağını aklıma getiremezdim. "
26 " Bir zehri insan, bir kerede yutmalı, ya ölür ya kurtulur "
27 " Hangi ümide sarılsam elimde kalıyor, neyi seversem ölüyor. "
28 " Kitaplardan başını kaldırmıyor, kimse ile ahbap olmuyordu. Kendi yaşında çocuklara mahsus olan neşelerden, hüzünlerden, hoppalıklardan onda eser yoktu, yaşlı başlı bir insan gibiydi. Kalbi bütün sevgilere, ümitlere kapanmıştı. "
29 " Kamran, biz asıl bugün birbirimizden ayrılıyoruz. Ben, asıl bugün dul kalıyorum... Bütün olan, geçen şeylere rağmen, sen yine bir parça benimdin; ben bütün ruhumla senin... "
― Reşat Nuri Güntekin
30 " O sizi tekmeliyorsa siz de onu tekmelersiniz olur biter. "
31 " Bülbülün çektiği dili belasıdır. "
32 " Felaketti ağır ağır haber vermek, testere ile adam kesmeye benzer "
33 " Hasta gözler gibi, hasta gönüller için de karanlıktan iyi ilaç yok "
34 " Dünya öyle bir dünya ki, bildiklerinin birçoğunu saklamak lazım. "
35 " ...Havadislerin eğrisini, doğrusunu ayırt edecek vaziyette değildi. Fazla acımış insanlar gibi, ne verirlerse bıkmadan yutuyor ve memnun oluyordu. "
― Reşat Nuri Güntekin , Kızılcık Dalları
36 " Очевидно, погана погода робить людей ще гіршими, ніж вони є насправді. "
― Reşat Nuri Güntekin , Bir Kadın Düşmanı
37 " Bununla beraber benim için şöyle bir teselli noktası da yok değil; mağlûbum, fakat düşmanla göğüs göğüse çarpıştıktan, son kurşunu attıktan sonra yere serilen bir asker gibi mağlûbum. "
38 " İstinat noktaları yavaş yavaş aşınan, sonra günün birinde en ehemmiyetsiz bir sarsıntı ile birdenbire göçen binalara benzedim. "
39 " Mamafih; öz ağlamayınca, göz bu kadar ağlar mı? "
40 " Я не научилась любить обычной человеческой любовью и относиться с нежностью к приятному мне существу. Я бросалась на объект своей любви как волчонок, царапала и кусала его, словом, обращалась так грубо, что человек терялся. "