82
" Ankara Kalesi'ne çıktım. ....... Buraya çıkarken gördüklerimizle hangi medeniyetlere, hangi çağlara gitmeyiz? Fakat hayır, Ankara bu cinsten tarihi bir hulyaya kolay kolay imkan vermiyor. Burada tek bir vak'a, tek bir zaman, tek bir adam muhayyileye hükmediyor. Bu şehir kendisini o kadar ona vermiş ve onun olmuş. Eti arslanı, Roma sütunu, Bizans bazilikasından kalma taş, Timurlenk ve Yıldırım muharebesi, hepsi sizi dönüp dolaşıp yirmi yıl evvelin çetin günlerine ve şifarlı ağrılarına götürüyor, onun tabii neticesi olan büyük meselelerle karşılaştırıyor. Bu o kadar böyle ki, Ankara, İstiklal Mücadelesi yıllarından bütün mazisini yakara çıkmış denebilir. "
― Ahmet Hamdi Tanpınar , Beş Şehir
94
" Nezaket vaktinde serv-i bülendim,
Salın reftare gel yasemenlikte.
Kimseler görmemiş, canım efendim,
Sen gibi bir dilber gülbedenlikte.
Bezme teşrif eyle, ey çeşm-i afet!
Bu şeb hane halvet, eyle muhabbet
Baş üzre yerin var, teklif ne hacet?
Sen bir gülsün gezme, her dikenlikte
Çağırırım, çağırırım yanıma gelmez,
Bülbülden öğrenmiş, dikene konmaz,
Yüz bin öğüt versem biri kar etmez
Aslı da beyzadelim, sen safa geldin!
Billur piyalelim, bize mi geldin? "
― Ahmet Hamdi Tanpınar , Beş Şehir