8
" Woyzeck
-Biz yoksul insanlar, Bakın bay kaptan: para, para! Kimin parası yoksa... Hadi, yalnızca ahlakla getirin insanı dünyaya da görelim. Ama eti de var insanın, kanı da. Yine de mutsuz bizim gibiler, hem bu,
hem öbür dünyada. Öyle geliyor ki bana, göğe de çıksak biz, yalnızca gök gürlemesine yardım ederdik. Evet bay Kaptan, evet, iyi bir insansınız siz, erdemli... ama ben ulaşamadım daha o erdeme. Bakın sıradan insanlarız biz, erdem olmaz bizde, içimizden geldiği gibi davranırız. Ama ben de bir efendi olsaydım. Karnımı tok tutup güzel giysiler giyebilseydim, ben de isterdim erdemli olmayı. Güzel şey olmalı erdem ama ben yoksul bir insanım. "
― Georg Büchner , Woyzeck
18
" Andreas
-Bir keresinde, bir bayram sabahı kentin sokaklarından akan kanları görmüştüm, yağmur suları gibi yolun kıyısından usulca akıyorlardı ne var ki yağmur suyu değildi. Şehrin dört bir yanında insanlar tanrılarına
kurbanlar kesiyorlardı. İşte o zaman anladım ki her yıl dört gün boyunca kutlanan bu bayram ilkel toplumlarda tanrılara kurban verilen ritüellerden başka bir şey değildi. İlyada’da ve Odysseus’da Homeros’un anlattığı türden yani... Hatta aztekler bu işi insan kurban verdirmeye kadar götürmüşler, düpedüz insan, bildiğimiz insan...rivayet odur ki bizde bu durumu engellemek için koçlar ihsan eylenmiş. Birbirimizi kesmeyelim diye yani, en azından bu sebeple. Bunu birisine anlatmak istedim, yıllardır bayram diye kutladığınız bu şey çok ilkel bir ritüel esasen, neyin bayramı bu diye, ilk insanlarda bu işleri böyle yapardı falan filan. Anlattım da, yüzünde bir türlü anlam veremediğim bir yarım tebessümle beni dinleyen bir tezgahtara, gülümsemesi beni anladığını ve onun için üzerinde düşünmeye değer bir şey söylediğimi mi gösteriyordu yoksa alışverişimi bitirip gidene kadar hoş tutması gereken sabırla dinlemesi gereken biri
miydim onun için anlayamadım. O gün keşfettim dünyayı anlamak onu değiştirmeye yetmiyordu. Evet bu bir keşif, ben icat etmedim. "
― Georg Büchner , Woyzeck