122
" Sahici aşk, iki ayrı özgürlüğün karşılıklı tanınması temeline oturmak zorundadır; seven kadın da, erkek de, o zaman, hem kendi varlığını, hem de karşısındakinin varlığını duyacaktır: hiçbiri aşkınlığından vazgeçmeyecek, kendi varlığını sakatlamayacaktır; ikisi de, üzerinde yaşadıkları dünyada, birtakım değerler ve erekler bulup ortaya çıkaracaklardır. Her ikisi için de aşk, kendini verişte benliğini tanımak, evreni zenginleştirmek biçimine girecektir. Gerorge Gusdorf, la Connaissance de Soi ( İnsanın kendini tanıması) adlı yapıtında, erkeklerin aşktan, sevgiden beklediğini pek güzel özetlemektedir.
Aşk, bizi bizden, dar kalıbımızdan kurtararak kendi benliğimizi gösterir bize. Bize yabancı olan ve bizi tamamlayan varlıkla ilinti kurduğumuz an kendimizi olumlarız. Bir bilgi türü olan sevgi, nicedir içinde yaşadığımız görünüme bile yeni nitelikler kazandırır, önümüzde yeni gökler, yeni topraklar açılır. İşin en büyük sırrı da buradadır zaten: dünya bir başka varlıktır, ben de bir başka varlık’ım. Ve sevdiğim an, bunu bilen tek kişi olmaktan çıkarım. Daha da ileri giderek, bunu bana öğretenin işte bu ikinci kişi, (sevdiğim yabancı varlık) olduğunu söyleyebiliriz. Öyleyse, kadın erkeğin kendi varlığının bilincine varmasında en önemli rolü oynamaktadır.
Bir delikanlı için aşk konusunda çıraklık etmenin önemi de işte buradan gelmektedir: Stendhal’ın, Malraux’un “ben de bir başka varlık’ım” dedikleri anda duydukları engin zevki hepimiz biliyoruz. Ancak, Gusdorf, şu satırları yazarken haksızdır: “aynı şekilde, erkek de, kadın için, kendi varlığını tanımada kullanacağı vazgeçilmez bir aracıdır”, çünkü, bugün erkeğin durumu kadınınkinin aynı değildir; sevgi ilişkisinde erkek başka bir görünüşte ortaya çıkmakta, bu yeni görünüş de kişiliğine katılmakta, ama temek bir varlığı aynı kalmaktadır. Kadın da onun gibi kendisi için var olan bir varlık olabilseydi, sevgiden aynı yararı sağlayabilecekti; bu ise, onun iktisadi açıdan bağımsız olmasını, kendine özgü birtakım erekleri bulunmasını ve kimsenin aracılığı olmadan, kendisi, topluluk yönünde aşabilmesini gerektirir.
……
Erkekler, istek üzerine, sevginin, kasın için en yüce bütünleniş olduğunu ileri sürmüşlerdir. Nietzsche: “Kadın olarak seven bir kadın, bu sevginin yardımıyla, çok daha derinlemesine kadınlaşır” demiş.
…..
Kadın, güçsüzlüğü değil, güçlülüğü içinde; kendinden kaçmak değil, kendini bulabilmek; var olmaktan istifa etmek değil, varlığını olumlamak üzere sevebildiği gün, aşk, hem onun hem de erkek için korkunç bir tehlike olmaktan çıkıp bir yaşam kaynağı haline gelecektir.
…..
Erkek titiz bir iyi niyete sahipse, evli ya da sevdalı çiftlerde, karşılıklı bir cömertlik içinde, tam bir eşitliğe kavuşmak mümkün olmaktadır.
….. "
― Simone de Beauvoir , The Second Sex
128
" El
día en que a la mujer le sea posible amar con su fuerza, no con su debilidad, no para huirse,
sino para hallarse, no para destituirse, sino para afirmarse, entonces el amor será para ella,
como para el hombre, fuente de vida y no de mortal peligro. Mientras tanto, resume en su
figura más patética la maldición que pesa sobre la mujer encerrada en el universo femenino, la
mujer mutilada, incapaz de bastarse a sí misma. Las innumerables mártires del amor son un
testimonio contra la injusticia de un destino que les propone como última salvación un estéril
infierno "
― Simone de Beauvoir , The Second Sex
132
" unlucky lover’s soul; while he is walking around Rome, a woman emerges at every turn of the page; by the regrets, desires, sadnesses, and joys women awakened in him, he came to know the nature of his own heart; it is women he wants as judges: he frequents their salons, he wants to shine; he owes them his greatest joys, his greatest pain, they were his main occupation; he prefers their love to any friendship, their friendship to that of men; women inspire his books, female figures populate them; he writes in great part for them. “I might be lucky enough to be read in 1900 by the souls I love, the Mme Rolands, the Mélanie Guilberts …” They were the very substance of his life. Where did this privilege come from? This tender friend of women—and precisely "
― Simone de Beauvoir , The Second Sex