Home > Work > Climats
21 " The queen has kept changing. The truth is I've never met the queen...well, never exactly her, do you understand? "
― André Maurois , Climats
22 " Uzaklık ya da ölüm, kuşku ya da ihanetten daha az zarar verir aşka. "
23 " C'était seulement quand elle pouvait être à d'autres que je souhaitais l'avoir à moi, "
24 " Onun önünde öylesine karışık duygular duyuyordum ki, kendim bile güç anlıyordum. Hem ondan nefret ediyor, hem de ona tapıyordum. Hem suçsuz, hem de suçlu buluyordum onu. Hazırladığım şiddetli kavga, dostça ve içten bir konuşmaya dönüşüyordu. "
25 " Kafamıza yerleşen kuşkular zincirleme mayın çukurları gibi patlar ve bir aşkı ancak art arda gelen patlamalarla yıkabilir "
26 " İkili yalnızlık, bıkkınlığa, can sıkıntısına kadar varmayınca, duyguların ve güvenin ağır ağır yükselmesini sağlar, bu da bu yalnızlığı paylaşanları çok yaklaştırır. "
27 " Gene de ufak tefek üstünlüklerim vardır... Çoğu kadınlardan daha fazla kitap okurum... Birçok güzel şiiri ezbere bilirim... Çiçek yetiştirmesini bilirim... İyi giyinirim... Bir de sizi severim, evet beyefendi, siz belki de inanmazsınız, ama çok severim sizi. "
28 " Aşk mı?” diyordum. “Neymiş bu aşk dedikleri?”“Bilmiyor musunuz ne olduğunu? Öğrenirsiniz... Siz de bir gün düşersiniz ağına. "
29 " Bir zamanlar kimi modalar kadınların bedenini erkeklerin gözlerinden bütünüyle gizleyerek kabarık bir giysiye değer kattığı gibi duyguların kapalılığı da, tutkuların alışılmış belirtilerini perdeleyerek dilin fark edilmez inceliklerinin değerini ve güzelliğini ortaya çıkarır. "
30 " Belki de insanları en çok bölen şey, kimilerinin her şeyden önce geçmişte, kimilerinin de yalnız içinde bulundukları dakikada yaşamalarıdır. "
31 " Her entire vocabulary had become Francois's and Odile now spouted this man's repertoire -- the repertoire that had caused me to tell Helene de Thianges that his conversation was just a star turn. She talked about the "intensity of life", the joy of conquest, and even Indochina. But filtered through Odile's veiled mind, Francois's hard-edged themes lost their sharp contours. I could follow them quite clearly through her but could see they were distorted, like a river crossing a wide lake and losing the rigid framework of its banks, reduced to an indistinct shadow eaten into by encroaching waves. "
32 " Gerçekten aşık bir kadının kişiliği yoktur, hiçbir zaman; bir kişiliği olduğunu söyler, kendini buna inandırmaya çalışır, ama doğru değildir. hayır, sevdiği adamın kendisinde bulmak istediği kadını anlamaya, o kadın olmaya çalışır.’(Isabelle) "