10
" Annem de çok severdi bu şiiri ama “bulanmadan, donmadan akmak” kısmına katılmazdı. “Yeryüzünün bütün suları bulanır, geçtiği yerlerin kiri, pası, çamuru, suyun saydamlığını bozar. Kış güçlüyse donar. Önemli olan bulanmamak, donmamak değil, akmaktır. Su akabildiği sürece, yeniden temizlenmek, soğuğun donduruculuğundan kurtulmak umudu vardır. Kimse saf, kimse masum değildir. Yaşayan kirlenir; önemli olan safiyeti, masumiyeti yaşamın amacı haline getirmektir. Aslolan yaşamdır. Yaşam olduğu sürece saf olmak, masum olmak umudu da vardır.” Babam bu düşünceye karşı çıkmıştı. “Suyun özü temizdir” demişti, “insanın özü de. Önemli olan, bunca kötülüğe, bunca zalimliğe, açgözlülüğe karşı özümüzü koruyabilmek. Dünyanın en zor işi bu. Gündelik hayat acımasızlık çarkı üzerinde dönüyor. Bizi o masum özümüzden uzaklaştırmak için hayat birbirinden parıltılı ilişkiler sunuyor: Yalanla, sahtekarlıkla, bencillikle cilalanmış ilişkiler… "
― Ahmet Ümit , Bab-ı Esrar
15
" Tanrı merhametten de, şefkatten de daha büyüktür. Tabii, şiddet ve cezadan da. Onda hepsi vardır, onda hepsi birdir. Bir olmak demek, çok olanı bir görünümde toplamak demektir, ama farklılıklarını silmeden, aynılaştırmadan, birbirine benzetmeden. Çünkü her varoluşun bir anlamı, bir gereği vardır. Çoğu zaman mesele Tanrı'nın ne olduğu değil, bizim onda ne gördüğümüzdür. Sevgi dolu olanlar merhameti görür, zalim olanlar şiddeti. Zeki olanlar aklı görür, aptal olanlar kör inancı, alimler bilimi görür, cahiller mucizeyi. "
― Ahmet Ümit , Bab-ı Esrar