Home > Work > Kavim
1 " Bu ülke çok acımasız, bu topraklar çok sert, bu toprakların insanları çok hoyrat, bu ülke gerçekten çok acımasız. Ama burası bizim ülkemiz Evgenia, burası bizim toprağımız, bizim vatanımız. Biz burasıyız Evgenia. "
― Ahmet Ümit , Kavim
2 " Ölümle gerçekleştirilen adalet, ölümü yüceltmekten başka bir işe yaramaz. "
3 " Herkesin gözü güllerde kaldı..." diyor vazoyu masanın ortasına yerleştirirken, "Nereden bulursun böyle güzel çiçekleri?""Kurtuluş'un girişindeki mezarlıktan."İskemleye oturmak üzereyken bir an duruyor. Sözlerimin gerçek olabileceğini sanıyor. Evgenia böyledir işte. Birini sevmişse onun her söylediğine inanmaya meyillidir. Ama sesimdeki muzip tını ele veriyor beni. Gözleri yüzümde. Anlıyor şaka yaptığımı, en azından kuşku duyuyor. Başını sallayarak oturuyor tam karşıma. "
4 " Bu gece her şey güzel," diyor buğulanmış gözlerini yorgun yüzüme dikerek. "Sen geldin ya... "
5 " Eğer seninle evlenirsem, eğer her gün buluşursak, seni özleyememekten korkuyorum. Daha kötüsü, senin beni özleyememenden korkuyorum. O zaman, yaşamak için elimde çok daha az nedenim kalacak. "
6 " Boşta kalan akıl sevdiğini ararmış. "
7 " Kimse kimseyi tanıyamaz. Tanıdığımızı sanarız. Tanıdığımız kadarına inanırız. Eğer gerçekten tanısak, bırakın aşkı filan, kimse kimseyle arkadaş bile olamaz. "
8 " Kadınlar bir erkeği sevince ama gerçekten sevince, tuhaf bir güç geliyor üzerilerine. Yıkıcı olduğu kadar yapıcı bir güç; o anda sizi öldürebilirler ya da sizin için gözlerini bile kırpmadan ölüme gidebilirler. "
9 " En sıradanmış gibi görünen cinayette iç içe geçmiş onlarca neden bulabilirsin. "
10 " İnsanları mutlu etmek için çiçek vermek yetmez. Onların ihtiyaçları olan şeyi vereceksin. O da çok zor. Çünkü kimin neye ihtiyacı olduğunu bilemezsin. İnsanlar çoğu zaman kendileri de bilmiyor neye ihtiyaçları olduğunu. "
11 " En büyük günah bile anlamsız bir yaşamdan iyidir. "
12 " Ölüler tuhaf varlıklardır Can, onları toprağa koyduğumuzda hatta çürüyüp kemikleri un ufak olduğunda bile aramızda yaşamaya devam ederler. "
13 " Sevdiğim kadın beni terk ediyor, belki bir daha hiç görüşemeyeceğiz. Çok önemli bir insanı daha kaybediyorum. Belki hayatımdaki en güzel ilişki sona eriyor. Belki de hayatıma anlam veren tek şeyi kaybediyorum. Üzülüyorum, hem de çok üzülüyorum. Ama bu üzüntü aklımın cinayetlere kaymasına engel olamıyor. Evgenia beni terk etmekte haklı galiba. Benden adam olmaz. Yaşamdan çok, ölüm çekiyor beni. Ölüm daha cazip geliyor bana. Ölüm değil de cinayet. Kendi kendime gülümsüyorum. Evgenia yaşama benden daha yakın. Yaşama değil de aşka. Sanırım, benim için cinayet çözmek neyse, Evgenia için de aşk o. "
14 " Kar ne kadar çabuk eridi değil mi Nevzat?" diyor birdenbire, "Sadece kirli bir ıslaklık kaldı geriye, öğleye kalmaz o da kurur.""Normal, ilk kar... Babam, İstanbul'un ilk karını gelgeç sevdalara benzetirdi, ne gönülde, ne yürekte iz bırakmadan çabucak geçer, derdi. "
15 " Yasa ile adaletin aynı şey olmadığını biliyorum. Yasalar adaleti korumak için varsa da, çoğu zaman başarılı olamadıklarını da biliyorum. Daha doğrusu, böyle olmadığını her gün yaşayarak öğreniyorum. Çünkü mükemmel yasa yok. Belki de bu yüzden yasalar sürekli değişip duruyor. Belki hep değişecek. Sanırım adalet, vicdanımız ile yasa arasında bir yerde duruyor. Bu nedenle yasa, adaleti sağlamakta tek başına yeterli olamaz. Ama adaleti sağlamak için yasalara inanmaktan başka da çaremiz yok. "