Home > Work > Din Üzerine
1 " Her halükarda bunun, öncelikle insanları olduklarından daha iyi yaratmamış olan, sonra, her şey istisnasız onun eseri olduğu ve hiçbir şey ondan gizli kalmadığı için, düşeceklerini mutlaka bilmesi gereken bir tuzağı onlara hazırlamış olan bir yaratıcı tarafından önceden görülmesi gerekirdi. Dolayısıyla o günaha mahkum, zayıf, iradesiz bir soyu yoktan varlığa davet etmiş ve bunu da sonsuz azap ve işkenceye terk etmek için yapmıştır. Son olarak şu da var ki her türlü saldırı ve tecavüze karşı, hatta düşmanını sevmeye kadar, sabır ve bağışlayıcılığı buyuran Tanrı, kendisini bunların hiçbiriyle bağlı görmemekte, hatta tersini yapmaktadır. Her şeyin ebediyen sona erip defterinin dürüldüğü dünyanın sonunda gerçekleşen bir ceza ne ıslahı ne de caydırmayı hedefleyebilir ve bu yüzden sadece intikamdan ibarettir. Bu açıdan düşünüldüğünde bütün insan soyu, kimsenin nedenini bilmediği takdir ve lütuf sayesinde kurtarılmış çok küçük bir azınlık dışında, doğrudan ebedi azap ve lanet için yaratılmış ve kesin olarak ona mahkum edilmiş görünür. Fakat bunlar bir tarafa, sanki Kadir-i Mutlak, dünyayı İblis ele geçirsin diye yaratmış gibidir ki bu durumda hiç yaratmamış olsaydı çok daha iyi olurdu. "
― Arthur Schopenhauer , Din Üzerine