11
" Can sıkıcı, küçük burjuva, memur evimin yanına bir de karanlık, kara, ortaçağımsı, Hıristiyan, sörlerin yönettiği bir lise ekleniyor. Dokuz yılımı geçirmek zorunda kaldım bu okulda, ta ki bir nisan günü kaçıp, Paris’e gidinceye dek. Orada Montparnasse bulvarında bir kahveye oturdum. Sıcak bir nisan yağmuru yağıyordu. En sonunda yaşamın tam ortasındaydım. Bu okuldan bugün bile kaçarım. Okula çıkan sokaklardan bir daha hiç geçmedim. Bu hapishane bana bir dil verdi. Bir dil ve onunla birlikte ikinci bir dünya. Her iki dünyaya da ait olmayayım diye. Hiçbir yerde yaşamamaya hüküm giyeyim diye.”
Tezer Özlü, ‘Kalanlar’, sayfa 47 "
― Tezer Özlü , Kalanlar
12
" İçimde inip çıkan yaşamı ben de Berlin’de buldum. Acı içinde sevinç, gerilim ve rahatlık, insanlar arasında yalnızlık, ölüm özlemi içinde yaşam, günlerin uzantısı olan geceler, gecesiz gündüzler, sonsuz sokaklar, sokaksız sonlar.”
Tezer Özlü, ‘Kalanlar’, sayfa 54 "
― Tezer Özlü , Kalanlar
13
" ...Uzun zamanım kalmadı. Önümde kalan zaman benim zamanım, benim can sıkıntım, benim hiç'im, ama benim olacak. Kırk yıldır düşündüğüm halde, düşünmeye zamanım olmadığı duygusundayım. Varoluşumuzun en ilginç yanı bu düşünsel oyun. Acı,sevgi,kurtuluş,yalnızlık, mutluluk, kin, ölüm, ağaç,dağ, deniz, çocuk, adam, gece, sabah, evlerin duvarları, dünya, dünyayı saran boşluk, sonsuzluk, hepsi düşüncede oluşuyor. Hayır "cogito ergo sum" demeyeceğim. Peki ne diyeceğim? "Varım, öyleyse düşünüyorum. "
― Tezer Özlü , Kalanlar
15
" Berlin, 6 Kasım 1982
...
Her şey can sıkıcı. İstanbul'un sıcak yaz gecelerindeki uzun, törensel gecelerini düşündüm. Güzel Türkiye'nin her zaman bir tutukevi olduğunu, tutukevi olarak kalacağını düşündüm. Bizler içinse, yani gerçekten tutuklu, ya da kendi seçmeleriyle tutuklu olmuş olanlar içinse, hiçbir yerde kurtuluş olmadığını. Oradaki uzun yaşamamız bitmeyen bir kavga gibi gelmiştir bana. Orada uzun yıllar, neredeyse otuz yıl, hiç huzur bulamadığımı düşündüm. Gürültünün, müziğin, komşu kavgalarının ne kadar acı verici olduğunu, yıllar boyu beni ezdğini düşündüm. Ben Anadolu'dan Grunewald'a kadar gelmek zorundaymışım meğer sessizliği algılamak için. Ayağımın altına hışırdayan yaprakların sesini duymak için.
... "
― Tezer Özlü , Kalanlar