52
" me was the glittering desolation of the sea, the awful solitude upon which I had already suffered so much; behind me the island, hushed under the dawn, its Beast People silent and unseen. The enclosure, with all its provisions and ammunition, burnt noisily, with sudden gusts of flame, a fitful crackling, and now and then a crash. The heavy smoke drove up the beach away from me, rolling low over the distant tree-tops towards the huts in the ravine. Beside me were the charred vestiges of the boats and these four dead bodies. "
― H.G. Wells , The Island of Dr. Moreau
59
" Ama Maymun Adam beni sıkıntıdan öldürüyordu, beş parmaklı olmasına güvenerek kendini benim eşitim sayıyor ve bana sürekli hızlı hızlı bir şeyler anlatıyordu... olabilecek en beter saçmalıklar. Ama onda bir tek şey beni eğlendiriyordu: Yeni kelimeler oluşturma konusunda fantastik bir yeteneği vardı. Sanırım hiçbir anlam ifade etmeyen isimler hakkında gevezelik edip durmanın konuşmanın temel amacı olduğu gibi bir fikri vardı. Bunlara, “Küçük Düşünceler” dediği günlük hayattaki makul konulardan ayırmak için “Büyük Düşünceler” diyordu. Ona anlamadığı bir şey söylemişsem buna çok memnun olur, bir daha söylememi ister, ezberler ve Hayvan Halkı’nın daha yumuşak başlılarının hepsine, arada bir kelimelerden birini de yanlış söyleyerek, sürekli tekrarlamaya başlardı. Açık ve anlaşılabilir olan hiçbir şeyle ilgilenmezdi. Onun özel kullanımı için birkaç tane çok tuhaf “Büyük Düşünce” üretmiştim. Şimdi onun karşılaştığım en aptal yaratık olduğunu düşünüyorum, insanın ayırt edici özelliğini gösteren aptallığını, hiçbir şey kaybetmeden bir maymunun doğal ahmaklığıyla, olabilecek en muhteşem şekilde birleştirmeyi başarmıştı. "
― H.G. Wells , The Island of Dr. Moreau