Home > Author > Murat Yalçın
1 " İstanbul tüm zamanların tükenmez masalları için üçüncü binyılda da hazırlığını yapmaktadır. O tükenmez, ebedî bir kenttir. Daha açılmamış kaç bin kırkbirinci kapısı, gezilip görülmemiş ne çok sahici sokağı vardır. Onun için İstanbul'a hiçbir güzelleme yetmez. "
― Murat Yalçın , İstanbul Sokakları
2 " Oğlum ilkokuldayken bir gün öğretmeni görüşmek için beni okula çağırdı. Yazılıda "Denizlerimizden nasıl yararlanırız?" sorusuna, "Lağım dökmek için" yazdığından öğretmeni tarafından azarlanmış, karşılığında diklenip "Niye, yalan mı?" diye cevap vermişti. "
3 " Burası hep dedikleri gibi, “saray arkası yolu” ve hiçbir şekilde "Çırağan Caddesi" adını hak etmiyor. Beşiktaş’tan Ortaköy’e uzanan ve trafiği her halükarda sıkışan bu yol, bir “cadde” değil, iki sıra ağacın arasına dökülmüş asfalt, ne kadar sağlam ve zengin yapılı olursa olsun, bir yolu cadde kılmıyor. Ki “cadde” dediğim, insanın kendini görünmez bir iktidarın şehrinde, geniş bir uzamda özgür ve yalnız hissedebileceği bir yer. Oysa bu yoldaki çok uluslu saray-otel işletmeleri, modern enderunlar, restore edilmiş dergâhlar, sosyete paşalarının toplantı merkezleri, son sarayın sözde kamulaştırılmış bahçesi ve eski saray çalışanlarının müştemilatları arasında insan kendisini “kul”laşmış, saraylıların esiri olmuş hissediyor. "
4 " Toplu dileklere katılamıyorum; toplu dilekçelere imza atamıyorum, lösemili çocuklarla ilgilenemiyorum. Üye olamıyorum! Dernekler değnekleri çağrıştırıyor. Özür dilerim! Özürlerimin nazikçe karşılanması da canımı sıkıyor, öyleyse niçin diliyorum, bilmiyorum. BİTMEZ TÜKENMEZ GÖNÜL BORÇLARIYLA YAŞANIR MI? Ne istiyorum? Bir masal kahramanı olmak? Görünür olmak yoruyor beni, kesin. Yokmuşcasına var olmak, öyle istiyorum? Tabutuma çivi çakan çekicin sesini duyuyorum. İçim başıboş dolu, hangisini canlandırayım bugün? Hepsini sürgüne mi göndermeli? Ama hangi taşı kaldırsam altından "ben" çıkıyorum. Aynı anda birçok yer olabiliyormuşçasına... İşe yaramaz şeylerle gün geçiriyorum, küllendirmek için gerçeği. Gerçeğin bir yangın, insanın bir yangın yeri olduğunu bilenler biliyor da, ya bilmeyenler? Gittikçe semiren bir tiran, koca bir zorba var. Kazıklı Voyvoda mı desem, Kuyucu Murat Paşa mı? Azılı bir "isyan bastırıcı"yla karşı karşıyayım. Defterimin kenar süsü yapmak isterdim onu. Boynu bükük lalelerin arasında korkunçluğu azalırdı belki. Özellikle gece baskınlarının biricik kahramanı sayabilirim onu. Ben, gölgesini, odağını yitirmiş bir gezgin. İçimdeki çapulculara diş geçiremiyorum çoktandır. Ben, çırpındıkça batıyor, "civcivli günler"ime sığınıyorum. Kurtlarla kuzuları birbirine katıyorum aptalca. Çevre dostu, hayvansever olabilseydim keşke. HİÇBİR ŞEYİ KURTARMAYA ÇALIŞMIYORUM, KENDİMİ BİLE. Eskiden harp malulü (mamulü?) gazilere yer verirdim, nesli tükendi onların da. Kaç aydır hamile bir kadın da görmüyorum. Metroda yer vereceğim kimse kalmadı; yaşlanıyor muyum? "
― Murat Yalçın , Hafif Metro Günleri