65
" [...] Rus siperine vardığında, elindeki kürekle vura vura siperdeki Ruslar'dan bir nicesini öldürdüğü için üstüne başına, suratına paçasına kan sıçramış bir er paşaya, "Kumandanım! Şu yaralılara bir bakın! Kolları bacakları artık yok! Dilencilik mi yapacaklar! Biz çiftimizi çubuğumuzu alıp buraya geldik! Bu harp kime ne fayda sağlayacak? Bizler kimin için muharebe ediyoruz! Evime sakat dönersem dilencilik mi yapayım!" diye öfkeyle sordu. Kızan paşa ona, "Düşman vatanını işgal edip karını bacını ananı kerkse, kadınların fahişe olsa, daha mı iyi olur!" diye bağırdı. Bunun üzerine er, "Fahişe para alır, ama karşılığında bedenini verir. Dilenci ise bir şey vermeden, asalak gibi beleşten geçinir. Hangisi daha şerefli! Harpten sonra bu memleketin fahişelerle dolması mı, yoksa dilencilerle mi! Vatan kurtulursa, şeref madalyası verilirken bir tek siz şerefli olacaksınız. Oysa biz, vatanı kurtarırken şerefimizi kaybediyoruz! "
― İhsan Oktay Anar , Yedinci Gün
71
" insanların, dünya karşısındaki kayıtsızlığını da işte tam bu anda kendi zihninde yakaladı ve babasının sözlerine bir anlam vermeye başladı:
bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. dünyaya olan kayıtsızlıkları bazen o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve safadan, lezzet ve şehvetten bir alem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı. oysa uzun ihsan efendi, dünya'nın şahidi olmanın gerçek bir ibadet olduğunu sık sık söylerdi. her insan şu ya da bu şekilde dünyayı okumalıydı. kuran'ın kendisi peygamberin dünyayı nasıl okuduğuna bir örnekti ve onun ardında giden herkes, dünyayı onun gibi okuyup şahadetlerini yazmalı ve bunları başkalarına aktarmalıydı. dünyaya şahit olmanın yolu ise maceranın kendisinden başka bir şey değildi. yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun, macera insanoğlu için büyük nimetti. çünkü dünyadaki en büyük mutluluk, bu dünya'nın şahidi olmaktı. "
― İhsan Oktay Anar , Puslu Kıtalar Atlası