Home > Author > Sabahattin Ali
101 " İnsanlara olduklarından başka gözlerle bakmakta ısrar edişime içerliyordum. Yirmi dört yaşına geldiğim halde hala çocukluğumun saflığından kurtulamamıştım. Basit, hatta belki de hiç güzel olmayan bir resim bende ne müfrit hatıralar bırakmış, ne geniş ümitler doğurmuştu. O soluk insan yüzüne kitaplar dolduracak kadar anlamlar vermiş, onda, hakikatte asla mevcut olmayan vasıflar bulmuştum. "
― Sabahattin Ali , Kürk Mantolu Madonna
102 " For even the most wretched and simple-minded man could be a surprise, even a fool could have a soul whose torments were a constant source of amazement. Why are we so slow to see this, and why do we assume that it is the easiest thing in the world to know and judge another? "
103 " People can only get to know each other up to a point and then they make up the rest, until one day, seeing their mistake, they turn their backs on sadness and run away. Would this ever happen, if they stopped believing their dreams and made do with what was possible? If everyone accepted what was natural, then no one would suffer disappointment, no one would curse fate. We have every right to see our situation as pitiful, but we must confine our pity to ourselves. To pity another is to assume superiority and that is why we must never think we are superior to others, or that others are more unfortunate. "
104 " Some things we never know we need until we find them. "
105 " Bu başın içinde neler vardı? Bu baş, bu hasta, bu yaşlı vücudu neden buralara sürüklemişti? "
― Sabahattin Ali
106 " Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku...Ben şimdiye kadar herşeyden çok kitaplarımı severdim.Bundan sonra her şeyden çok seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz.İnsan muhitin bayağı ,manasız,soğuk tesirleriden kurtulmak istediği zaman yalnız okumak fayda verir.Bana en felaketli günlerimde kitaplarım arkadaş olmuştu.Fakat bu yetmiyor .Şiirlerimde de gördün ki kitaplara rağmen çok ıstırap çektim.Çünkü candan bir insanım yoktu.Sen benim yarım kalan tarafımı ikmal edeceksin "
― Sabahattin Ali , Canım Aliye, Ruhum Filiz
107 " لسببٍ ما، وعندما تحيق مصيبة بأحد الأشخاص الذين كنا نعاشرهم لفترة، ونرى أنواع البلاء والهموم التي وقعت عليهم؛ فإننا نشعر بارتياح لأنها لم تقع علينا نحن. كأننا بشكلٍ أو بآخر نريد أن نبدي لهم الشفقة والعطف كنوع من أنواع الشكر لما تحملوه مما كان من الممكن أن يحصل لنا. "
108 " İnsan tahammül edemeyeceğini zannettiği şeylere pek çabuk alışıyor ve katlanıyor. Ben de yaşayacağım. Ama nasıl yaşayacağım? Bundan sonraki hayatımda nasıl dayanılmaz bir işkence olacak! Ama ben dayanacağım. Şimdiye kadar olduğu gibi! "
109 " Başkasına merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğunu zannetmektir ki, nekendimizi bu kadar büyük, ne de başkalarını bizden daha zavallıgörmeye hakkımız yoktur... "
110 " İnsanları, kendi cinslerinden biri üzerinde kudret ve salahiyetlerini denemek kadar tatlı sarhoş eden ne vardır? Hele bunu yapmak fırsatı, birtakım ince hesaplar dolayısıyla, ancak muayyen bazı kimselere karşı kendini gösterirse "
111 " Bazen insan avunmak için başka çare bulamıyor ama, sen nefsine hâkim ol. Biraz daha yaşlandıktan sonra nasıl olsa başlarsın. Hatta o zaman lazımdır da. Akşamdan akşama iki kadehin zararı yoktur. İnsana dünyayı unutturur. Eh, bu dünya da unutulacak dünya zaten... "
― Sabahattin Ali , Kuyucaklı Yusuf
112 " في بعض الأحيان كنت عندما أشرع في محاولة الكتابة ونظم أشعار قصيرة سرعان ما كنت أتراجع عن ذلك، إذ كان خوفي من إخراج ما بداخلي بأي شكلٍ كان وترددي الذي لا أملك له سبباً يمنعاني من الكتابة على الدوام. لكني تابعت الرسم فقط. لم أكن أشعر بأن الرسم هو طريقة أخرى للتنفيس عما في داخلي. كان يبدو لي عبارة عن وسيط لعكس ما أراه على الورق فقط. لكن عندما اكتشفت أنه ليس كذلك توقفت عن ممارسته أيضاً. "
113 " Dostlarımız, âmirlerimiz, işlerimiz, derslerimiz var… Allah kahredesi hayatımız var!.. "
― Sabahattin Ali , İçimizdeki Şeytan
114 " أؤمن بأن عليّ أن أحب رجلاُ في النهاية. لكن ليس أي رجل, رجل حقيقي, رجلٌ يستطيع جذبي إليه بلا اعتماد على أي قوة, ومن دون أن يطلب مني أي شئ, من دون أن يتسلط علي. رجلٌ يحبني ويمشي إلى جانبي من دون أن يذلني . أعني قويٌ حقاً, رجلٌ بمعني الكلمة "
115 " Ben bu sükunetten fevkalade memnun olduğum halde, mutlaka bir şeyler söylemek icap ettiğini düşünerek, kendimi yiyordum. "
116 " Acaba dünyada benim kadar manasız şeyler düşünen var mıdır ?Bir de utanmadan akıllı geçiniyoruz. "
117 " Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuz buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter. "
― Sabahattin Ali , Sırça Köşk
118 " Bir kadının bize her şeyini verdiğini zannettiğimiz anda onun hakikatte bize hiçbir şey vermiş olmadığını görmek, bize en yakın olduğunu sandığımız sırada bizden, bütün mesafelerin ötesindeymiş kadar uzak bulunduğunu kabule mecbur olmak acı bir şey. "
119 " Bütün çekingenliklerim yok olmuştu. Bu kadının karşısında her şeyimi ortaya dökmek, bütün iyi ve fena, kuvvetli ve zayıf taraflarımla, en küçük bir noktayı bile saklamadan, çırçıplak ruhumu onun önüne sermek için sabırsızlanıyordum. Ona söyleyecek ne kadar çok şeylerim vardı… Bunların, bütün ömrümce konuşsam bitmeyeceğini sanıyordum. Çünkü bütün ömrümce susmuş, zihnimden geçen her şey için: ‘Bu beni anlamaz!’ demişsem, bu sefer bu kadın için, gene hiçbir esasa dayanmadan, fakat o yanılmaz ilk hisse tabi olarak: ‘İşte bu beni anlar!’ diyordum..."-Kürk Mantolu Madonna- "
120 " İşte adaşım, sana seven bir Çingene'nin hikayesi. Çiçeklerin açtığı mevsimde, senin kollarına yaslanan ve çiçekler kadar güzel kokan bir vücutla uzak su kenarlarında oturmak ve öpüşmek, yoruluncaya kadar öpüşmek hoş şeydir... Seni gördüğü zaman zalimce başını çeviren mağrur bir dilberin kapısı önünde ve ay ışığı altında sabaha kadar dolaşmak, bunu candan arkadaşlara ağlayarak anlatmak, -söz aramızda- gene hoş şeydir. Fakat sevgili bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımaya tahammül etmeyerek onu koparıp atabilmek, işte adaşım, yalnız bu sevmektir. "
― Sabahattin Ali , Değirmen