Home > Author > Andrew Bernstein

Andrew Bernstein QUOTES

3 " In the history of philosophy, the term “rationalism” has two distinct meanings. In one sense, it signifies an unbreached commitment to reasoned thought in contrast to any irrationalist rejection of the mind. In this sense, Aristotle and Ayn Rand are preeminent rationalists, opposed to any form of unreason, including faith. In a narrower sense, however, rationalism contrasts with empiricism as regards the false dichotomy between commitment to so-called “pure” reason (i.e., reason detached from perceptual reality) and an exclusive reliance on sense experience (i.e., observation without inference therefrom). Rationalism, in this sense, is a commitment to reason construed as logical deduction from non-observational starting points, and a distrust of sense experience (e.g., the method of Descartes). Empiricism, according to this mistaken dichotomy, is a belief that sense experience provides factual knowledge, but any inference beyond observation is a mere manipulation of words or verbal symbols (e.g., the approach of Hume). Both Aristotle and Ayn Rand reject such a false dichotomy between reason and sense experience; neither are rationalists in this narrow sense.

Theology is the purest expression of rationalism in the sense of proceeding by logical deduction from premises ungrounded in observable fact—deduction without reference to reality. The so-called “thinking” involved here is purely formal, observationally baseless, devoid of facts, cut off from reality. Thomas Aquinas, for example, was history’s foremost expert regarding the field of “angelology.” No one could match his “knowledge” of angels, and he devoted far more of his massive Summa Theologica to them than to physics. "

Andrew Bernstein

7 " Seni ilk defa görene kadar, istemek nedir bilmedim.
----
“Kalbinde acıma duygusu olmayan birinden daha kötü insan var
mıdır?” diye sorulduğunda, “Vardır,” demişti. “Başkasının kendisine acımasını silah
olarak kullanan insan.”
-----
Masum insanları yönetebilecek güç yoktur. Herhangi bir hükümetin tek kozu, suçluların tepesine binmektir. E, ortada yeterli sayıda suçlu yoksa, o zaman onları yaratmak gerekir. O kadar çok şeyi suç olarak ilan edersiniz ki, insanların yasaları ihlal etmeden yaşaması mümkün olmaz. Bir ülke dolusu yasaya uyan halkı kim ister? Bundan kimin ne çıkarı olabilir? Ama çıkardığınız yasalar uyulamaz, uygulanamaz, nesnel olarak yorumlanamaz şeylerse, o zaman bir ülke dolusu kanun kaçağı yaratırsınız. Ondan sonra da suçluluktan para kazanmaya başlarsınız.
-----
En büyük suç, hak edilmeyen suçluluğu kabul etmektir.
-----
Bir insanı öldürmekten daha kötüsü, ona intiharı iyi bir değer onlara satmaktır.
-----
Bir zamanlar insanlar, ‘yarar' kavramının ahlâkî değerlere dayanarak tanımlanması gerektiğine, hiç kimsenin kendi çıkarını, başkasının hakkını ihlal ederek sağlayamayacağına inanırdı. Eğer şimdi insanların, neyi kendi çıkarları sayıyorlarsa, o uğurda beni herhangi bir şekilde kurban etme hakkına sahip olduğuna inanılıyorsa, eğer insanlar benim mallarımı, sırf ihtiyaçları var diye alma hakkına sahip olduklarına inanıyorlarsa...eve giren bir hırsız da aynı şeye inanmaktadır. Arada bir tek fark vardır: Eve giren hırsız eyleme geçmek için benim bunu onaylamamı beklemez.”
-----
Bana bir erkeğin neyi çekici bulduğunu söyleyin, ben de size o adamın hayat felsefesini anlatayım. Bana onun hangi kadınla yattığını gösterin, size o kişinin kendini nasıl değerlendirdiğini bir bir sayayım. Ona kendi benliğini silmenin bir sevap olduğuna dair ne saçmalıklar öğretilmiş olursa olsun, seks tüm eylemler içinde en derin bencillik içerenidir. O eylemi ancak ve yalnızca kendi zevki için yapacaktır. Bunu kendini silerek, bir iyilik, bir
ihsan olarak yapmayı düşünebiliyor musunuz? Kendini alçaltarak yapılamaz, ancak kendi zevkiyle, arzulandığını ve arzulanmaya lâyık olduğunu bilerek yapılabilir. Ruhu çırılçıplaktır o anda. Tıpkı vücudu gibi. Kendi gerçek egosunu, değer standardı olarak kabul etmektedir. Ona çekici gelecek kadın, kendi en derin arzusunu yansıtan kadın olacaktır. O kadının teslim olması, ona bir kendine saygı duygusu yaşatacaktır ya da böyle olduğuna inanacaktır. Kendi değerinden emin olan ve bundan gurur duyan adam, bulabildiği en yüksek tip kadını isteyecektir. Beğeneceği kadın güçlü olacak, fethetmesi zor bir kadın olacaktır, çünkü ancak bir roman kahramanını fethettiği zaman bunu bir başarı sayabilecektir.
-----
İnsan adalete karşı acıma duygusuyla hareket ederse, kötülerin hatırı için iyileri cezalandırmış sayılır. İnsan suçluları ıstıraptan kurtarınca, masumlara acı çektirmeye başlar. Adaletten kurtuluş yoktur. Evrende hiçbir şey hak edilmeden, bedeli ödenmeden elde edilemez. Ne maddî olarak, ne de manevi olarak. O bedeli suçlular ödemezse, o zaman masumlar ödemeye başlar.
-----
Madem ki dünyada her aylağın bir arabası olana kadar ben hastanelik olurcasına çalışacağım, neden benden yat da istemesin ki? "

Andrew Bernstein , Rand's Atlas Shrugged