61
" — Шибуми, сър? — Николай познаваше думата, но само когато се използваше за градини и архитектура, където означаваше ненатрапчива красота. — В какъв смисъл използвате понятието, сър?
— О, неясно. И предполагам, неправилно. Глупав опит да се обясни неизразимо качество. Както знаеш, при шибуми трябва да има едно пречистване на ниските, баналните мисли. Това е едно изразяване — толкова правилно, че няма нужда да е смело, толкова трогателно, че няма нужда да е красиво, толкова вярно, че няма нужда да е истинско. Шибуми е разбиране, не познание. Красноречиво мълчание. В поведението това е скромност без срамежливост. В изкуството, където духът на шибуми приема формата на саби, това е елегантна простота, изразителна яснота. Във философията, където шибуми се явява като ваби, това е душевно спокойствие, което не е пасивно; това е да бъдеш, без да те е страх да станеш. А в личността на един човек, това е… как може да се каже? Авторитет без доминиране? Нещо такова. "
― Trevanian , Shibumi
67
" gün olup beni seveceği düşüncesiyle avunamazdım. gençtim, romantiktim ama,aşkı zamanla büyüyüp gelişen bir şey olarak göremiyordum. maddelerine uyulacak bir anlaşma değildi aşk.ya bir bütündü, sizi tümüyle içine alırdı ya da aşk değildi. başka bir şeydi belki.daha mantıklı,daha sakin bir şey. kendine göre yine güzel bir şey... ama o şeyi istemiyordum ben."
"bana da acımakla vakit kaybetme montjean. ben hayatta kendi durumumu dikkatle saptadım. ne fazla mutluluğa, ne de fazla acıya yer bırakıyorum. kendime güvenli ve kararlı bir yüzeysellik edindim. zevklerim var ama iştahlarım yok. gülüyorum, ama pek seyrek gülümsüyorum. beklentilerim var, ama umutlarım yok. esprilerim var, ama mizahım yok. çok atağım ama hiç cesaretim yok. açık sözlüyüm ama içtenliğim yok. çekiciliği güzelliğe tercih ederim. rahatlığı da yararlılığa tercih ederim. güzel kurulmuş bir cümle bence anlamlı bir cümleden iyidir. her şeyde yapaylığı seçerim!"
"henüz hiçbir şeye teşebbüs etmediğim için, kendi yetersizliklerimden haberim yoktu. bir şeye cesaret etmemiş olduğum için de, cesaretimin sınırlarını bilmiyordum. "
― Trevanian , The Summer of Katya
71
" Başyardımcı içine dolgun bir soluk çekerken gözleri parıldıyordu. Parmak uçlarını birbirine sürttü. İşte bu seferki, sanat gerektiren bir görevdi. Aşk, sevgi, dostluk, güven... böyle kaypak kavramlar kazık gibi metodlarla öğrenilecek şeyler değildi. Hiçbir bilgisayar, hatta Şişko bile böyle konularda direkt cevap veremezdi. Sorular non-frekans sayılarıyla, non-sekitör ilişkileriyle sorulmak zorundaydı. Yani en basit anlamıyla, ölçülebilir bir neden olmaksızın yapılmış hareketler, belirli bir mantık olmadan girişilmiş eylemler, belki sevgi, dostluk, güven gibi nedenlere dayanan şeyler olabilirdi. Ama bunların listesini çıkarırken de çok dikkatli davranmak şarttı. Çünkü aynı hareket ve eylemlerin nedeni nefret, delilik veya şantaj da olabilirdi pekâlâ. Zaten sevgi için motivasyon içgüdüsünü saptamak hiçbir zaman kolay değildi. Hele sevgiyi şantajdan ayırmak hemen hemen olanaksızdı. "
― Trevanian
72
" As you know, shibumi has to do with great refinement underlying commonplace appearances. It is a statement so correct that it does not have to be bold, so poignant it does not have to be pretty, so true it does not have to be real. Shibumi is understanding, rather than knowledge. Eloquent silence. In demeanor, it is modesty without pudency. In art, where the spirit of shibumi takes the form of sabi, it is elegant simplicity, articulate brevity. In philosophy, where shibumi emerges as wabi, it is spiritual tranquility that is not passive; it is being without the angst of becoming. And in the personality of a man, it is . . . how does one say it? Authority without domination? Something like that. "
― Trevanian , Shibumi