" Bu, Nuran'la ilk defa Çekmeceler'e
gittikleri gündü. Genç kadınla, İstanbul'un her tarafını dolaştıkları halde Çekmeceler'e
gidememişlerdi. Bütün günü orada iki gölün etrafında gezerek geçirmişlerdi.
Küçükçekmece'de adeta su üstünde duran ve bu yüzden insana ister istemez Çinlilerin kayık
evlerini hatırlatan büyük lokantada yedikleri yemeği, köprünün başındaki avcı kahvesinin
dereye bakan bahçesinde geçirdikleri saati, bu bahçeye inen tahta merdiveni hatırladı. "
― Ahmet Hamdi Tanpınar , Huzur