Home > Author > Yaşar Kemal >

" Akşamüstü balığa gidenler geldi. Melek Hatun, Lena, Hüsmenin karısı, çocuklar iskeleye dizilmişler karşıdan gelen balıkçıları bekliyorlardı. Gelenler, kayıklarını kumların üstüne çekince kızlar cıvıldaşarak onlara koştular, hemcecik de kayığa tırmandılar, en küçük kız bir türlü kayığa çıkamıyordu. Vasili küçük kızı aldı kayığın içine koydu. Kızlar, bir kedi gibi kayığın her yanını arıyorlar, başaltına, kıçaltına giriyor çıkıyorlar, kürekleri, sıcak motoru elliyorlar, kayığın her bir yerini sanki kokluyorlardı. Sonra livarları buldular, su dolu livarların içinde türlü balıklar üst üste yüzüyorlardı. Çocuklar, gözlerini livarlara dikmişler şaşkınlıkla bakıyorlardı. Vasili, elindeki büyük kamış sepetle geldi kayığa çıktı, livarlardaki balıkları sepete doldurmaya başladı. Kızlar, az ilerde durmuşlar olanı biteni daha öyle kımıldamadan seyreyliyorlardı. Livarların içinde balık kalmayıncaya kadar öylece durdular. Vasili kayıktan inince onlar da arkasından indiler. Vasili elindeki sepeti aldı götürdü denizin kıyısına koydu. Kızlar da onun arkasından gittiler. Deniz durgundu, kıyıya küçük küçük, seyrek dalgalar vuruyordu. Kızlar, kumların üstüne sıralandılar. Sepetteki balıklar çırpınıyordu. Büyücek bir balık sepetten kumların üstüne atladı, bir iki kez havaya sıçradı, bir süre düştüğü yerde titredi, öldü. Kızların gözleri büyüdü. Batmakta olan günün ışıkları saçlarında kızıl ipiltiler dolaştırıyordu. Ne oldu, ne olmadı çocuklar kamışlığa doğru koşuştular, kamışlığın arkasında gözden yittiler. "

Yaşar Kemal , Karıncanın Su İçtiği (Bir Ada Hikayesi, #2)


Image for Quotes

Yaşar Kemal quote : Akşamüstü balığa gidenler geldi. Melek Hatun, Lena, Hüsmenin karısı, çocuklar iskeleye dizilmişler karşıdan gelen balıkçıları bekliyorlardı. Gelenler, kayıklarını kumların üstüne çekince kızlar cıvıldaşarak onlara koştular, hemcecik de kayığa tırmandılar, en küçük kız bir türlü kayığa çıkamıyordu. Vasili küçük kızı aldı kayığın içine koydu. Kızlar, bir kedi gibi kayığın her yanını arıyorlar, başaltına, kıçaltına giriyor çıkıyorlar, kürekleri, sıcak motoru elliyorlar, kayığın her bir yerini sanki kokluyorlardı. Sonra livarları buldular, su dolu livarların içinde türlü balıklar üst üste yüzüyorlardı. Çocuklar, gözlerini livarlara dikmişler şaşkınlıkla bakıyorlardı. Vasili, elindeki büyük kamış sepetle geldi kayığa çıktı, livarlardaki balıkları sepete doldurmaya başladı. Kızlar, az ilerde durmuşlar olanı biteni daha öyle kımıldamadan seyreyliyorlardı. Livarların içinde balık kalmayıncaya kadar öylece durdular. Vasili kayıktan inince onlar da arkasından indiler. Vasili elindeki sepeti aldı götürdü denizin kıyısına koydu. Kızlar da onun arkasından gittiler. Deniz durgundu, kıyıya küçük küçük, seyrek dalgalar vuruyordu. Kızlar, kumların üstüne sıralandılar. Sepetteki balıklar çırpınıyordu. Büyücek bir balık sepetten kumların üstüne atladı, bir iki kez havaya sıçradı, bir süre düştüğü yerde titredi, öldü. Kızların gözleri büyüdü. Batmakta olan günün ışıkları saçlarında kızıl ipiltiler dolaştırıyordu. Ne oldu, ne olmadı çocuklar kamışlığa doğru koşuştular, kamışlığın arkasında gözden yittiler.