Home > Author > John Fowles >

" Yunanistan'dan sonra edepsiz yaşantıların şehri Roma biraz iç karartıcı geldiyse de, kasvetli ölülerin şehri Londra ondan kırk kat beterdi. Ege'nin o tenhalığının ardından buranın curcunasını, çirkinliğini ve karınca sürüsü halinde yaşayan o insan güruhunu unutmuştum. Elmastan sonra çamur, ışıl ışıl bir mermerden sonra nemli çalılıklar gibi gelmişti Londra bana; havayolu şirketi otobüsü, Northolt ile Kensington arasında uzanan o uçsuz bucaksız varoşların arasında yol alırken, hangi insan kendi hür iradesiyle böyle bir manzaraya, topluma, iklime dönmek isteyebilir, diye düşündüm kendi kendime. Gri-mavi gökte gösterişli beyaz bulutlar bezgin bezgin süzülürken, "Ne güzel bir gün, değil mi?" diyen insanları duyabiliyordum. Ama bütün o yorgun yeşiller, griler, kahveler... aslında hepsi yanından geçtiğimiz Londralıların hareketlerini aynı kalıba sokuyordu. Bu, Yunanlılarda farkına varamayacağım kadar alışmış olduğüum bir şeydi - orada her bir çehre çevresindekilerden tek ve belirgin olarak öne çıkıyordu. Bir diğerine benzeyen tek bir Yunanlı yoktu; oysa o gün gördüğüm her İngiliz çehresi diğerlerininkini andırıyordu. "

John Fowles , The Magus


Image for Quotes

John Fowles quote : Yunanistan'dan sonra edepsiz yaşantıların şehri Roma biraz iç karartıcı geldiyse de, kasvetli ölülerin şehri Londra ondan kırk kat beterdi. Ege'nin o tenhalığının ardından buranın curcunasını, çirkinliğini ve karınca sürüsü halinde yaşayan o insan güruhunu unutmuştum. Elmastan sonra çamur, ışıl ışıl bir mermerden sonra nemli çalılıklar gibi gelmişti Londra bana; havayolu şirketi otobüsü, Northolt ile Kensington arasında uzanan o uçsuz bucaksız varoşların arasında yol alırken, hangi insan kendi hür iradesiyle böyle bir manzaraya, topluma, iklime dönmek isteyebilir, diye düşündüm kendi kendime. Gri-mavi gökte gösterişli beyaz bulutlar bezgin bezgin süzülürken,