" Zerdüşt sordu:
- Nerden geldin?
Kalbime doğan şu cevabı verdim:
- Nasıl ve niçin yaptığınıdan sorumlu olmayan Allah’tan…
- Niçin gönderildin?
- Allah, nur ile karanlıkları ayırmak, nuru ile adil, karanlığı ile de kahredici olmayı istedi. Nuruna “Ben”, karanlıklarına “Gayrım” dedi.
- Nuru nedir, karanlıkları nedir?
- Nuru Hürmüz, karanlıkları Ahriman’dır.
- Hangisi üstündür?
- Şimdi her ikisi eşittir; ne Hürmüz Ahriman’a, ne Ahriman Hürmüz’e üstün gelemez.
- Bu çekişme nedir, sonu ne olacak?
- En sonunda Hürmüz Ahriman’a üstün gelecek; alem hep nur olacak.
- Sonra ne olacak?
- Allah “Hep ben, hep ben…” diyecek: “Gayrım” demeyecek.
- Sen kimsin, kiminsin?
- Ben nurdanım, Hürmüz’ünüm.
Zerdüş ellerini kaldırdı:
- Allah seni nur etsin, dedi. "
― Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi , A'mâk-ı Hayal